Originally Posted by
İsmail
Merhabalar.
Konunun son bölümü ile ilgili görselleri yukarıda paylaştım.
Oluşturmuş olduğum "Bu Ne Kepazeliktir?" adlı serinin ilk 2 bölümünü inceleyerek, konuya dair ilk 4 sezonun ayrıntılı anlatımını görebilirsiniz.
Kupasız geçen 4 sezonun ardından, sinir krizi geçirerek (burada gülmekteyim) kulüp kaynaklarımın neredeyse tamamını harcamak suretiyle rüya takım oluşturdum.
25 Token ve yaklaşık 4 bin dinlenme paketi harcayarak, sezon sonunu %140 genel kalite ile bitirecek olan takımı, oyuncuları ve oyunun adaletsizliğini yukarıda ki görsellerde de görmektesiniz.
Ligdeki rakibime karşı oynadığım maçlarda 1 beraberlik, 1 mağlubiyet aldım.
Kupadaki rakibime kaşı oynadığım maçların ikisi de gollü beraberlik ile sona erdi ve kupadan elendim.
Genel kalitenin değil de oyuncuların mevki becerilerinin kalitesinin önemli olduğunu biliyorum. Ben bütün saçmalıkların görselini kalabalık etmemek adına genel yüzdeler ile kıyaslamayı seçtim. Emin olun ki, oyuncu mevki beceri kalitesinde de rakiplerim ile aramda dağlar kadar fark var.
Bu takım nasıl kupada bu rakibe elenebilir?
Ligde nasıl açık ara şampiyon olamaz?
Kupasız geçen 4 sezonun ardından, 5. sezonda tek kupa alamamam dahilinde hesabı sileceğimi söylemiştim. 2 kupa aldım. Sarf edilen emek, tecrübe ve beceri doğrultusunda almış olduğum 2 kupa büyük başarısızlık. Alamadığım 2 kupanın sorumluluğu adil olmayan oyuna ait. Rakiplerimle fark ortada. Harcamış olduğum kulüp kaynaklarını toplayabilmek büyük emek ve sabır istiyor, az kaynak kullanarak başarılı olabilmek büyük beceri istiyor. Bunların hepsini yan yana koyduğumuz da yazık değil mi? Hile yapmadan, oyun açığı olan ligde kalma ve yüzde düşürmeme sistemini kullanmadan oyunun en iyi oyuncularını yetiştiriyorum. En iyiyim demiyorum, bu konu da benden iyisini görmedim diyorum. Oyuncuların yaşları ve becerilerine bakarak bu konudaki tutarlılığımı da göreceksiniz. Oyun açığı ve hile kullanmadan bu denli oyuncular yetiştirebilmek hiç de kolay değil. Oyun zor bir oyun. başarılı olmak için hem emek hem de kafa yormak gerekiyor. Peki en iyi takımı oluşturduğunuzda oyun sizin hakkınız olan başarıyı veriyor mu? Hayır. Peki, şöyle bir düşünce de oluşabilir: varsayalım beyinsizin tekiyim, tesadüfen bu kadar iyi kadro kurabiliyorum, taktiksel olarak inanılmaz hatalar ile rakiplerimin karşısına çıkıyorum. Mesela forvetimi kaleye koyuyorum. Kalecimi kanat forvet oynatıyorum. Çünkü bitiricilik ve şutu 275 olan forvetim gol atamazken, şut ve bitiriciliği 130'larda olan rakip forvet oyuncusu daha fazla gol atabilir. Bu kadar beyinsiz olmam gerekiyor kadro kaliteme göre bu kadar başarısız olmam için. Normalde 4 kupayı almam ve rakipleri sahadan süpürmem gerekiyor böyle bir takıma sahipken.
Herşey ortada, sizlerde görüyorsunuz. Bunları buraya hak talep etmek için yazmıyorum. (Hırsıza çaldığını geri getir denilmezmiş.) Sadece oyunun adilliğinin ne kadar bozulduğunu gözler önüne serebilmek için. Ne uğruna ne kadar emek verilmeli. Bunun tahlilini yaparak oyuna o kadar emek verin, o kadar ciddiye alın.
İlk 11'imin yaş ortalaması 20. Hiç takviye yapmadan, günlük antrenman programımı uygulayarak, en az 7 sezon daha çok iddalı olabilecek bir kadroya sahibim.
Sözümü de tutarak silmeme gereksinim kalmamasına rağmen, hesabı silmek hala devam etmem kadar büyük bir ihtimal. Oyun zıvanadan çıktı adil değil adi bir oyuna dönüştü. Bütün emeklerim adına oyuna hala küfür etmiyorsam, oyunun hak etmediği için değil, kendime yakıştıramadığım içindir.
Bu konudaki son bir daha yazmayacağım.
Oyuna devam edersem görüşürüz,
Kalın sağlıcakla....